Perşembe, Ocak 28, 2010



Dün gece yine garip bir rüya gördüm (hoş ben alıştım bu rüyalara da); rüyamda Bahadır Baruter'i gördüm, sahne bizim evin salonu. Salonda yuvarlak bir yemek masamız vardır annemle babamın çalışma masasıdır aynı zamanda hatta sınav dönemlerinde işgal etmişliğim de vardır. gündüz vakti masada ben oturuyorum karşımda da Bahadır Baruter, meğersem benimle karikatür çizimimi ve espri bulmam üzere tavsiyeler vermek üzere gelmiş hani özel ders gibi (salondaki masa aynı zamanda bana özel derse gelen öğretmenlerle çalıştığım yer olduğu için bilinç altım mekan olarak burayı seçti diye düşünüyorum) karşılıklı konuşuyoruz "Normalde bu tarz ziyaretlerde bulunmam ama geldim işte." diyor sonra ben cebimden, kalemkutumdan be daha bir çok abuk subuk yerden çıkarttığım şeker kap kağıdı, kasa fişi, takvim yaprağı gibi üzerine yazılıp çizilecek ne varsa çıkartıyorum. Bu kağıt parçalarından oluşan süprüntü aslında benim üstüne fikirlerimi karalayıp karalayıp kenara köşeye attığım kağıt parçalarıymış. Bana "Beğendiğin bir iki tanesini göstersene." diyor ve hemen aradan He-Man'li bir espri çıkarıyorum (malesef sabah uyandığımda espriyi unutmuştum) üstüne konuşma balonu yazmamış olduğum için o esnada anlatıyorum He-Man ne diyor diye sonunda da "Burada da 'Hay içine edeyim!' diye bağırıyor." diyorum, aklımdaki esas replik "Hay .mına koyayım!" fakat Baruter'e saygımdan ötürü bu şekilde dile getiremiyordum ki Baruter iki elini büyük bir heyecanla havaya kaldırıp "Onun yerine 'Nokta mına koyayım!' yazsan daha komik olmaz mı?" deyip kahkalarla gülmeye başlıyoruz. "Ben bu işi paradan ziyade keyif aldığım için yapmak istiyorum." diyorum karşılık olarak da "Her hafta iki karikatür çiz getir bakalım." diyor.
Sonlara doğru babam geliyor ve Baruter'in eline zorla bir 50lik sıkıştırıyor (o.O) aslında bu babamın sanata ve sanatçıya bir desteği gibi yada babam Baruter'in bana özel derse geldiğini zannediyor da olabilir, bilemedim sormadım da belki sorsam bilinçaltım bir cevap verebilirdi. Esas rezalet; babam parayı vermek istedikçe Baruter almamak için direnmesi, anca ben kaş gözle "Abi al üsteleme, al." diyorum da alıyor, babam gerçek hayatta da Baruter'i tanımıyor sıkıntı zaten tanımaması yüzünden oluyor.

En nihayetinde saat 10:30 da uyanıyorum ve 12:00 daki sınava yetişmek ve belkide evrenin bana gösterdiği işaretleri yanlış yorumladığımı algılamak için alelacele hazırlanıyorum.

Bu benim Penguen dergisi hakkında gördüğüm ilk rüya değildi muhtemelen üçüncüsü ya da dördüncüsüydü ve sanıyorum ki sonuncusu olmayacak.

Esen kalın.