Şeytanı uyandırmak. Mike Mignola'nın Hellboy albümlerinden birinin adıydı. Başlığı okudukça "Acaba şeytanı uyandırmak.. nasıl oluyor?" diye düşünmekten kendimi alamıyorum, hep duyduğumuz kurbanlı ayinlerle mi oluyordur? Hiç sanmıyorum. insan kendi içinde uyandırıyor şeytanı, içinde büyütüyor. Tıpkı Tanrı kavramını vicdanımızla bütünleştirmemiz gibi. Aslında bize yanlış şeyleri yapmamızı engelleyen Tanrı korkusudur ve insanlar bu korkuya vicdan diyor. Aynı şekilde kötü şeyleri yapmamızı tetikleyen bir şeyler lazım, Tanrı korkusunu unutturacak ve yüreğimizi (aslında korteksimiz ama olsun) o kadar çok karartacak ki bir parça bile ışık geçmeyecek oradan ve bu kör karanlıkta halledeceğiz işlerimizi. Bir insanın canını yakacağız yada onu direk öldüreceğiz, artık neler yapılacağını bilemem bu da sizin hayal gücünüze kalmış. Peki insan hangi anında ne yaptığını farkedemeyecek kadar düşünceleri basit ve duyguları kör olur? Bunun cevabını da buldum sayılır, nefret. İçimizdeki nefreti bir kere uyandırmaya görelim bakın bakalım neler yaptığınızın farkında mısınız? Kimlere nasıl zarar verdiniz, zarar verdiğiniz o kişinin yüzündeki zavallı ifadeye hiç değer veriyor musunuz?
İnsanlara karşı davranışlarımızı ayarlayan en büyük güç insanın öz iradesidir herhalde çünkü nefreti de sevgiyi de kontrol edebilmek irade ister.
Hiç bir canlıya nefretle yaklaşmamak lazım blekide çünkü o nefret bizi git gide nefret ettiğimiz yaratığa dönüştürebilir. vicdanımızı açık tutalım ve inancımız bizim dolunayımız olsun karanlık gecede.
Amin
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder