Başlık aklıma gelmedi öylece girdim konuya ama olsun sonucunda zaten başlık yazabilecek bir durumda değilim nereye başlık yazıyorum. Zaten 10-10 gibi bir sonuçla bitmiş maç, zaten yorgunum ve zaten sağ ayak baş parmağımı ikinci parmağın üstüne koyamıyorum (düşünün artık o derece) Neyse efendim ne diyorduk? Hah tamam evet maç yaptım, halı saha maçı. Böyle Maltepe mevkiinde güzelden bir yer her pazartesi orada maç yapılır bazen ben de gider oynarım güzel olur, böyle tarlada altın bulmuş da sevinen köylü gibi hop bir oraya hop bir buraya koşarım sonra bir yorulurum ki sormayın. Baktım ikili mücadele de adamı geçemiyorum atarım kendimi yere derim "oo faul hoca" tabii adamlar da iri yarı olduğundan (yok be abarttım ben yine) bana değdikleri anda uçuyormuşum izlenimi yaratıyorum. Çok beleşçiyim çok.
Neyse efendim şimidi bu maç bitti gittik soyunma odalarına beni aldı bir derin düşünce. Ü-hüü hülyalardayım ben. Oturup dinlenirken dedim ki kendime "Ulan top oynamayı çok seviyorum ya böyle koşmayı bir şeye vurmayı.. Sabah kadar oynarım ben bu oyunu. Yok ya oynamam delimiyim giderim evde dinlenirim yatarımmuyurum uykumu alırım ertesi gün oynarım.. Yok yok en iyisi haftada bir sonra ne o öyle hergün hergün bir anlamı kalmaz hayatın monotonluğuna karışır yazık olur üç yeni kuruşluk eğlencemiz (ne üç yeni kuruşu be 5 YeniTürk Lirası veriyoruz) sonra sıkılırım başka sporlara sararım mazallah böyle yamaç paraşütüne vs.. Aman aman.." işte tam bunları süşünürken Aydın abi (ki kendisi ayrı bir yazı konusudur ona da bir ara değinmeden geçmeyeceğim hiç üzülmeyin) geldi dedi ki "İldeniz koş senin evinin oraya araba kalkıyor git yetiş yollarda sürünme böyle minibüslerde." kendisine candan bir teşekkür ederek uçaraktan fırladım soyunma odasından.
Eve attım kapağı güzel oldu oturdum bilgisayarın başına klasik muhabbetlerim insanlarımla konuşmalar vs eğleniyorum ooh bir de muzlu süt yaptım kendime enfes, hiç acımam şahane muzlu süt yaparım. O bitsin bir şişe de kolam var lıkır lıkır onu içerim muhteşem olur. Derken konu nasıl olduysa Oduncu gömleklere ve oduncu gömlek giyen bayanlara karşı bakış açıma geldi. Aslında bu başka bir konu ama burada değineyim zaten halı saha muhabbetim azıcık yer tuttu bunu da araya sıkıştırayım.
Efendim bilen bilir. Bir; eşofman giyen bayanlar, iki; manşetleri biraz uzun kareli oduncu gömlek giyen bayanlar hemen dikkatimi çeker onlara karşı daha ılımlı olurum. Ne bileyim böyle çocuklar gibi şen olurum çok hoşuma gider o görüntü. Minicik ellerini alıp manşetlerin içinde saklar ellerinde bir de bir kupa kahve, çay veya tüten herhangi bir şey vardır. Yani o sırada böbreğimi isteseler veririm. Neden? Çünkü duygusal olarak açıklarım ortaya çıkmış bir durumdayımdır ve kendimi zaten iyi hissediyorum bir de bu aman da aman. Çok şeker böyle yenilesi bir görünümdür. Çok enteresan ya da babamın dediği gibi "marjinal" bir adam mıyım neyim? Yok be bu kadar ufak şeylerden marjinal de olunmaz. Olunur mu yoksa? Neyse bunu da başka bir zaman irdeleyelim bu haftaki satır, harf artık neyse o kotamı doldurdum (tembele bak sıkıldım yoruldum demiyor da) ama bir taraftan da yazdıkça yazasım geliyor. Klavye fetişi miyim neyim? (bu da not alındı araştırılacak)
Şimdi fark ettim başlığın adı "Halı sahada bir oduncu gömlekli" olabilirmiş.. ne olabilirmiş hemen değiştiriyorum başlığı. [eski başlık: "Blog no:1 (samimiyetsiz pis ve bir o kadar mendebur başlık")]
Neyse buraya kadar okudunuz umarım eğlenmişsinizdir ben yazarken çok eğlendim.
uyurken üstünüzü açık unutmayın üşütmeyin kuzularım.
Esen kalın.
Düzeltme: Resmen Türkçe dilbilgisi kurallarını katletmişim okuyunca fark ettim düzlettim hepsini bir daha olmayacak. (söz de vermem)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder